Türkiye’de Enerji Verimliliği ve Yeni Yönetmelik: Binalarda Yeşil Dönüşüm Başlıyor

Görsel: YZ

---

Enerji verimliliği, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de giderek daha fazla önem kazanan bir konu haline geliyor. Küresel ısınma, enerji kaynaklarının yetersizliği ve dışa bağımlılık gibi sorunların yanı sıra Paris İklim Anlaşması ve Yeşil Mutabakat gibi uluslararası yükümlülükler, enerji verimliliğini hem bireyler hem de kurumlar için kaçınılmaz bir hedef haline getiriyor. Bu bağlamda, Türkiye'de yürürlüğe giren yeni düzenlemeler, enerji verimliliği konusunda önemli adımlar içeriyor.

T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yayımladığı Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği, inşaat sektöründe enerji tüketimini azaltmayı ve çevresel etkileri en aza indirmeyi amaçlıyor. Özellikle yeni yapılacak binalar için getirilen düzenlemeler, enerji verimliliği konusunda çıtayı yükseltiyor.

Yeni Yönetmelikte Öne Çıkanlar

Yönetmelikte yapılan değişiklikler, yeni binaların ruhsat alma sürecini doğrudan etkiliyor. Artık toplam inşaat alanı 2.000 metrekareyi aşan tüm binaların, Neredeyse Sıfır Enerjili Bina (nSEB) kriterlerini karşılaması gerekiyor. Bu tür binaların, enerji kimlik belgesi sınıfının en az "B" seviyesinde olması ve birincil enerji ihtiyaçlarının en az %10’unun yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması şartı getirildi.

Geçiş Dönemi Uygulamaları

Yeni düzenleme, kademeli bir geçiş süreci öngörüyor:

• 2023-2025 yılları arasında, toplam inşaat alanı 5.000 metrekareyi aşan binalar için yenilenebilir enerji oranı %5 olarak uygulanacak.
• 1 Ocak 2025 itibarıyla, inşaat alanı 2.000 metrekareyi geçen binalar için bu oran %10’a çıkarılacak.

Binaların bu kriterleri karşılayıp karşılamadığı, ruhsat başvurusu sırasında Enerji Kimlik Belgesi ön hesap sonuçlarıyla değerlendirilecek.

Enerji Verimliliği ile Geleceğe Yatırım

Yönetmelikte yapılan değişiklikler, enerji verimliliği konusunda daha sürdürülebilir bir geleceğe yönelik önemli bir adım niteliğinde. Yeni düzenlemeler, sadece çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda enerji maliyetlerini düşürerek ekonomik fayda da sunacak. İnşaat sektöründeki tüm paydaşların bu yeniliklere hızla adapte olması, hem sektörel gelişim hem de ülkemizin enerji politikaları açısından büyük önem taşıyor.